Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısına katılanlara 'alkışlamayın' uyarısı yaptıktan sonra konuşmasına başladı.
Depremde hayatını kaybedenler için saygı duruşundan sonra CHP'nin eski Genel başkanı Deniz Baykal'ın fotoğrafı ön sıraya konuldu.
Kılıçdaroğlu, 6.4 büyüklüğünde deprem meydana gelen Hatay'ın Defne ilçesine belediye başkanlarıyla birlikte yarın ziyarette bulunacağını söyledi. Yaşanan acı ve felaketten ders çıkarılması gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
Aynı acıları yaşamamak, önlem almak aklın gereğidir. Aklımızı kullanıp, bilimi kullanıp acıları topluma yaşatmamak, her siyasetin temel görevidir. Gördüklerim; nasıl anlatılır inanın bilmiyorum. Rüyada gibiydik. Gördüğümüz gerçek olamayacak kadar kabustu. Ne gökyüzü maviydi, ne de bulutlar vardı. Kadim şehirlerimizde ölümden başka hiçbir şey yoktu. İnsanlar isimleri haykırıyorlardı sokaklarda. Evlat, kardeş, baba, anne isimleri. Herkes birbirinin adını söyleyemeye çalışıyordu. Anladım ki ben eski ben olamayacağım. Aynı Kemal değildim. En zor zamanda nerede duracağımı söylemem lazım.
Zihniyeti Değiştirmek Lazım
Zihniyetin değişmesi gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
Ey halkım; sen daha iyi olmayı hak etmiyor musun? Halkına hep hüzün ören bir ülkede yaşamaya devam mı edeceğiz? Cumhuriyet'in ikinci yüzyılı daha iyi olmasın mı? Halkının derdine koşamayan bir devleti düzeltmeye çalışmayacak mıyız? Yazımızı öldürdüler, bir baharı yaşatmayalım mı? O zaman net konuşmamız lazım; bizim bir iktidarı değiştirmekten çok daha derin meselelerimiz var. İktidarı değiştireceğiz, orası kolay. Değişim iktidarı değiştirmekten büyük olmalı. Zihniyeti değiştirmemiz lazım. Bu ülkeyi enkaz altında bırakan düşünce şeklini kurutmamız lazım. Değerlerimizi yeni baştan örmemiz lazım. Devlete yaklaşımımızı değiştirmemiz gerek.
Rant peşinde koşanlar bizi yönetiyor. İş insanları yasa boşluklarını dolduruyor. Kibir alkışlanıyor, düzen aynen devam ediyor. Büyük küçük tüm fırsatçılara geçit veriliyor. Aç gözlülere tahammül ediliyor. Hırsızlığa göz yumuluyor. Biz ne yaptık kendimize böyle? Nedir bu haram sevdası böyle? Oturum düşünmemiz gerekmiyor mu? Elbette önce bu düzeni suçlayacağız. Bu düzeni onlar getirdi. İğneyi kendimize batırmak zorundayız. Siyasete giren anormal şekilde zenginleşiyor. Biz siyasiler de 'oy kaybederiz' diye imar aflarına el kaldırıp, indiriyoruz hep. Defter tutuyorlarmış, not tutuyorlarmış, zıvanadan çıktılar. Onlar bambaşka bir evrende yaşıyorlar. Değişmemiz lazım. Düzenin çalışma şeklini kökünden değiştirmemiz lazım. Siyasetin yapılma şeklini değiştirmemiz lazım. Davranışlarımızı değiştirmemiz lazım. Her şeyi temelden değiştirmek zorundayız. Değişime bu vahşi neoliberal tek adam rejiminden başlayacağız. Ama değişim burada durmayacak. Halkı ilgilendiren her alana sirayet edecek değişim. Şafak söktüğünde; evsiz barksız kalanlar, yuvalarını yeniden bulacak. Depremler hep olacak. Ama devlet artık depremler karşısında aciz kalmayacak. Bu kabus bir daha yaşanmasın. Haramdan, düzensizlikten, yalandan, riyadan siyaset elini çekecek. İkinci yüzyılda artık bunlar yaşanmasın.
Açgözlülük, Suistimal ve Rant Bitecek
Devam eden kayırmaların, suistimalin, açgözlülüğün ve rantın biteceğini aktaran Kılıçdaroğlu, son olarak şunları söyledi:
Her birimiz elimizi taşın altına koyacağız. Önce inanacağız. Birbirimize inanacağız. Adaleti getireceğimize inanacağız, daha iyisini hak ettiğimize inanacağız. Deprem gecesinden beri dayanışma içinde olan onurlu halkımız için inanmak zorundayız. Halkımız için bu ülkeyi yeniden kuracağız. Kural koyacağız, asla çiğnetmeyeceğiz. Artık imar aflarını ağzımıza almayacağız. Kurumlar inşa edeceğiz. Tek adamlar asla bu coğrafyada asla olmayacak. Bu harami düzeni mutlaka değiştireceğiz. Onun için; yarın çocuklarımız sorduğunda, 'Bu kabusu biz bitirdik' diyelim.